Yeniden merhaba, ben
Dr. Ercüment Sönmez Güdücüoğlu, sabahın erken saatlerinde büyük bir heyecanla uyanma huyu çocukluk yıllarımdan geliyor. 1970'lerdeki anılar hala sanki birkaç dakika önce yaşanmış gibi aklımda, renkli görüntüler, sesler, kokular ve insanların gülümsemeleri hepsi aklımda. Çocukluk anılarım beni hep o köye, Kırklareli
Babaeski ilçesi Düğüncülü köyüne götürüyor, okul öncesi dönemde yaz aylarının bir kısmını orada geçiriyor olmam ve aynı yaştan arkadaşlarım, köy ilkokulunun aklımdaki konumu sanki büyük bir oyun parkı, adeta eski zamanlarda adı konmamış bir Disneyland gibi. Daha 5 yaşında iken okulda ilk birkaç sınıfın aynı anda eğitim gördüğü dersliğe girebiliyordum ve boş bir sıraya oturarak öğretmeni izleyebiliyordum. Sanıyorum öğretmenin adı Cumhur idi. Köy bir yamaçta konumlanmış olup önünde dere kenarına kadar uzanan yemyeşil köy mer'ası yer alıyordu. Dere cılız boyutu ile berrak sularını şiddetle akan
Ergene nehrine boşaltıyordu. Derede en fazla dize kadar su derinliği ve kum zemin olduğu için çocukların oyun alanı gibiydi, hatta ilk yüzme anternmanlarını orada yaptım diyebilirim. Köyde daha çok koyun ve keçi beslenirdi. Uçsuz bucaksız yeşillikler uzandığımda gökyüzünden geçen bulurları izlerken arka planda keçilerin otları dudakları ile koparmalarından oluşan monoton ses olurdu. Tam bir meditasyon ortamı.
Otlakların sınırlarında genelde bostan tarlaları olduğu için Hasan'la keçi otlatırken açlık sorunumuz pek olmazdı.
Dr. Ercüment sönmez güdücüoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder